31.MART'IN 100.YILI

M. Çetin BAYDAR
cetinbaydar@gmail.com


13.04.2009
31 Mart´ın 100. Yıl Dönümü


Bugünden tamı tamına yüz sene evvel 13 Nısan 1909’da Osmanlı Başkenti İstanbul’da silahlar patlıyor, insanlar öldürülüyor, özünde 2. Abdulhamid’i devlet idaresinden uzaklaştırmak isteyen binbir kutuplu bir oyun sergileniyordu.Oyun, her ne kadar istanbul’da oynansa da hareketin görünen kaynağı Selanık ve Manastırdı. Daha ötelerde ise, İtalyan, İngiliz, Alman, Fransız ve de ABD’li mihraklardan söz edilebilirdi. Bu global tazyik, Osmanlı millet sisteminin çözüldüğü sürece bir kene gibi yapışmıştı.Balkanlarda koyu bir ırk rekabeti başlamıştı. Bu rekabetti ırkçı çeteler her ne kadar birbirlerini imhaya çalışsa da, gerçekte hepsi aynı felsefeden beslenmekteydi. Nitekim İskanbul’a güya meşrutiyeti ilan için yürüyen Hareket Ordusu’nun içinde Yahudisi , Türkü, Kürdü, Arabı Bulgarı, Rumu, Çingenesi, Arnavudu, Rumen’i, Moldovyalısı elleleydi.. Bu ırklar hâlitası İstanbul’da bir süre dehşet günleri yaşatıp 2.Abdulhamit’in şahsında ümmet esaslı imparatorluğun rejimini değiştirecek zeminleri hazırladıktan sonra çıkıp gittiler.İstanbul’un ve Osmanlı mülkünün idaresi artık İttihat Terakki Fırkası’nin elindeydi.İslam dini gelmeden önce Mekke ve Çevresinin egemenleri, nasıl statükoyu temsil ediyorsa, Şeriat esaslı Osmanlı Devletini tasfiye eden İttihat Terakki Partisi de ülkenin yeni statükosunun temsilcisi oldu.“İRTİCA” YÜZ YAŞINDAİslam hâkimiyeti kurulduktan sonra Mekke ve çevresinin eski statükosuna dönmek isteyenlere Müslümanlar “Mürteci” diyorduOsmanlı mülkünü ele geçirenlerin de her iki sözünden biri “Mürteci” oldu.Hz.Peygamber ve sahabinin irticadan kastı cahiliye statüsü iken, İttihatçılar pozitivizme ayak direyen ehl-i imana bu yaftayı vurmaktaydıOsmanlı’ya dönüşün bir numaralı muhalifi, başlangıçta, ülkenin silahlı kuvvetlerine hükmeden İttihatçı Paşalardı.Bunlar, 2.Abdulhamid’i, al aşağı ederek onun koltuğuna oturmuşlar, o gün bu gün bu koltuk müteselsilen, silahlı güc seçkinlerinin iktidar alanı olmuştur.Hürriyetle yönetilen ülkelerde ordu “Dış Güvenlik” için vardır.Ülkemizde ise “İç Güvenlik” Orduyu yönetenlerin esas görevi sayılmaktadır.Osmanlı sonrası Rejiminin bir asra yaklaşan uygulaması “İçerde tehlikeli gelişmeler var” diyerek, askeri darbeler planlamak, memleket evlatlarını birbirine kırdırmak, kriz yönetimi geliştirebilmek için yeri geldiğinde kendi safındaki ünlü şahsiyetleri ortadan kaldırmak; TBMM’yi kapatmak, Başbakan ve Bakan asmak , faili meçhul listelerini kabartan katliamlar yapmak olmuştur.“MÜRTECİ” diye suçlanan milletimiz!Zulme karşı bugün (13 Nisan 2009) bir asrı tamamlayan direnişin için sana, hem selâm, hem de helâl olsun!

0 yorum: