İSTANBUL’UN FETHİ ÜZERİNDEN ERZURUM PAYINA DÜŞEN DERSLER
Evet! Şüphe yok ki Şehirler kılıçla ele geçirilir.
Onların manevi varlıklarının ele geçirilmesi ile fetih tamamlanır.
Peygamber bayrağının Erzurum kalesine ilk dikilişi Halife Ömer Zamanında İyas Oğlu GANEM idaresindeki İslam orduları eliyle oldu (M.638)
İkinci Fetih Hz.Osman zamanındadır. (M.650)
Bu tarihten sonra gelen dört asırlık zaman diliminde Erzurum Müslümanlarla hırıstiyanlar arasında pek çok kere el değişti.
Nihayet 1071’de Alpaslan’ın kumandanlarından Ebulkasım’ın Bizanslıları Erzurum’dan çıkarması ile Erzurum Türki bir İslam beldesi olacaktır.
Erzurum’un Türki bir İslâm beldesi olmasının delileri lisan, mîmari, mûsiki ve nihayet, mütefekkirlerinin zuhuri ile olmuştur.
Tatar yurtlarından, Iraktaki Türkmen yurdu Erbil’e; İstanbul’dan Çin’e ve japonya’ya kadar lehçe ve ağızları konuşulan Türkçe, Erzurum’un Türki kimliğini delilidir.
Mimari deliler ise sayılmayacak kadardır:



Saat Kulesi



Çifte Minareler

Yakutiye Medresesi,

“Emir Çoban Köprüsü”

Ahi Toman türbesi

Rüstempaşa Kervansarayı

Lalapaşa Camii ve takiben onlarca dini, askeri ve sivil mimari eser
Erzurum’un Türkî kimliğinde musikinin işgal ettiği yeri öğrenmek için Türk Müziği Repertuarı kayıtlarına bakmak yetecektir.
Erzurum damgalı tefekkür bahsinde yalnızca köşetaşı şahsiyetler olan Kadı Darir, İbrahim Hakkı, Fethullah Gülen’i hatırlamak yeterlidir.
SONUÇ:
Yeni nesiller, Erzurum şehir kimliğini geliştirmek için yeni inşalar yapmak yoluna koyulmalıdır. Dünyanın en uzak noktalarındaki tefekkür erbabına cazip bir Erzurum tablosu sunmak üzere haydi Erzurum gençliği görev başına!

0 yorum: